Suriye’deki son gelişmelerin ardından Türkiye’deki Suriyeli mülteciler istikrar, toplumsal uyum ve gönüllü geri dönüş olasılıkları ile karşı karşıyadır. Bu olası senaryolara hazırlık amacıyla RESLOG projesi, SALAR International ve İsveç Büyükelçiliği işbirliğiyle 27 Şubat 2025 tarihinde Ankara’daki İsveç Büyükelçiliği’nde “Göç Diyalogları – RESLOG Projesi Kapsamındaki Sivil Toplum Kuruluşları Toplantısı” başlıklı bir toplantı düzenledi.
Toplantı, Suriyeli ve Türk sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin yanı sıra uluslararası uzmanlar ve yetkililer için Türkiye’deki Suriyeli mültecileri etkileyen konuları, sosyal ve ekonomik uyumlarını iyileştirecek mekanizmaları, yasal zorlukları ve gönüllü geri dönüş senaryolarını tartışmak üzere bir diyalog platformu sağlamayı amaçlamıştır.
Toplantı dört tartışma konusu etrafında çerçevelenmiştir:
- Suriye’deki son gelişmeler ve bunların Türkiye’deki mültecilerin durumu üzerindeki etkileri
- Suriyelilerin uyumunu engelleyen yasal ve sosyal zorluklar
- Sivil toplum kuruluşlarının mültecilerin güçlendirilmesi ve ekonomik fırsatlarının artırılmasındaki rolü
- Gönüllü geri dönüşün imkanı ve gerektirdiği koşullar
Toplantıya iltica ve göç konularında çalışmalar yürüten çok sayıda kişi ve kurum katıldı. İsveç Ankara Büyükelçisi Malena Mard, SALAR International Türkiye Ofisi Direktörü Burcu Özüpak Güleç, Marmara Bölgesi RESLOG proje sorumlusu Ervin Sezgin, Mülteciler ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği Genel Müdürü İbrahim Furkan Kulak, Suriyeli İşadamları Derneği Temsilcisi
Khaled Sawaf, Suriyeli Mühendisler Derneği temsilcisi Firas Kahwaji, Suriyeli Öğrenciler Genel Birliği temsilcisi Moaz Bouaydani, Violet ve Team Molham kuruluşlarının temsilcileri ve Türkiye Barolar Birliği Göç Komisyonu temsilcisi programın katılımcıları arasındaydı.
RESLOG projesi kapsamında düzenlenen toplantı, Türkiye’deki Suriyelilerin geleceğinin tartışılması için önemli bir fırsat sunmuş ve mültecilerin hem Türkiye’deki hem de Suriye’ye dönmeleri halinde koşullarının iyileştirilmesini sağlamak için karşılaşılan zorluklar, fırsatlar ve olası çözümlerin gözden geçirilmesine vesile olmuştur. Bu sorunların ele alınması, daha sürdürülebilir ve insani çözümlerin sağlanması için hükümetler, sivil toplum ve uluslararası kuruluşlar arasında ortak işbirliğini gerektirmektedir.
